30 Mayıs 2012 Çarşamba

BİRAZ NOSTARJİ

Ne Güzeldi ...
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzeldi ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda yağmur...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzeldi ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler,bizde genelde  hatıralar, geçmiş anlatılırdı...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine,
geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?:(
Ekmeklerimiz sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı... Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
Kimin umurunda...
Ne güzeldi...
Mutluluğun resmini çiziyorduk... ve

(Kim derdi bir gün babamın yokluğunu derinde yaşayacağımı)
(İçten gelen duygular)...

13 Mayıs 2012 Pazar

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ÇOCUK BAYRAMI

23 Nisan gösterimiz, elimle olmayan sebeplerden dolayı geç yayınlıyorum. Türkiye şarkısıyla yaptıkları gösteri göz yaşarttı. Tabi bizim oğlan yine yaptı yapacağını, eğilip ayakkabısını bağlamaya çalıştı son anda toparladı kendisini ve arkadaşlarına ayak uydurdu :)
İsmail Zahid'in kankası diye tabir ettiğimiz arkadaşı Ahmet Haluk diğer arkadaşının ismini bilmiyorum:)