23 Temmuz 2008 Çarşamba

HİNDİSTAN CEVİZKİ KURABİYE

Arkadaşlar yaşadığım sağlık sorunları yüzünden bir müddet aranızda olamıyacağım. Ama ben yorumlarınızı takip ediceğim.Döndüğümde daha yeni tariflerle görüşmek dileğiyle. Umarım döndüğümde sağlık problemim geçmiş olur, kışdan beri çok rahatsızlıklar çektim ama sanırım sonuna geldik:)) En büyük dayanağımız olan Dualarınızı bekliyorum. Ben gözükmüyor dursamda bloglara göz gezdireceğim.Tarif birkaç ay önce yaptığım , cevizlikurabiyenin bol hindistan cevizli olanı.Ceviz yerin kullanılıyor. Tadı çok harika oldu herkeze tavsiye ederim. Yapanlara afiyet bal olsun. Görüşmek dileğiyle....Allah'a emanet olun ! . . .

17 Temmuz 2008 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI BAMYA

Hani insanın ağzından çıkanı kulağının duymadığı sözle r olur.Hiç dikkat etmesekte bu sözleri birkaç söz örneğinde anlatırsam ne derece büyük yanlış konuşmalar olduğunu göreceğiz.
Allah lık Ali bey:Bu sözü ilk defa dilimize kim sokmuş bilinmez, ama ustaca kurgulanmış tuzak bir laf.İmana ve inanca leke getiren, insanın kalbini rencide eden, bir yerde vicdanı sızlatan bir yakıştırma.Çoğu zaman söylediğimiz bu ve buna benzer sözlerin nereye vardığını düşünmüyoruz.Bu sözler sakıncalı sözlerdir."Allah lık ne demek"?Dikkat edilirse bu sözü, bilgisiz, beceriksiz, sorunlu ve hiç bir işe yaramayan insanlar bu sözlerle anlatılıyor.Böylece Allah a "haşa" bir noksanlık izafe ediliyor.Sanki insan Allah a yaklaşırsa, kul olmaya çalışırsa, "aptal,budala, sefil" hale gelirmiş gibi bir mana çıkıyor. Yahut bir iş yolunda gitmiyorsa,planladığı ve düşündüğü gibi olmuyorsa işi, suç Allah 'a atılıyor, hata Allah'a mal ediliyor.Böylece insan farkına bile varmadan Allah 'a isyan ediyor.Oysa beceriksizlik insanın kendisinden kaynaklanır. Bu sözü bilmiyerek kullanmışsak dönüp tövbe etmek gerekir. Dilimizi böyle sözlerle kirletmemeliyiz.
Allah baba: Allah' a baba ve oğul yakıştırması yapılamaz.Caiz de değildir.Böyle bir sözü bir müslümanın söylemesi düşünülemez.Bir kere bütün babaları,oğulları,kızları,erkekleri yaratan Allah'tır.Yaratıcı yaratılan olamaz.İslami deyimle Halık, mahluk olamaz.Böyle bir sözü Kur an kesin olarak reddeder."o doğmamış, doğrulmamıştır".
Yukarıda Allah var:Allah yerde ve gökte aranmaz.o her yerdedir, çünkü Allah ın olmadığı hiç bir yer yoktur. Ona bir mekan bir yer yakıştırmak söz konusu olamaz. Bu söz hangi halde söylenirse söylensin bir Müslümanın ağzından çıkmaması gereken bir laf.Çünkü meselenin aslında vebali ve sorumluluğu çoktur.
Bu haftalık sözlerim bu kadar ilerleyen günlerde daha eklemelerim sürecek, bu arada bu yazı İNSANI UÇURUMA GÖTÜREN SÖZLER "Mehmet PAKSU" nun kitap kaynaklıdır.

Malzemeler:yarım kilo bamya
bir kaşık salça
bir soğan
250 gr kıyma
tuz,zeytinyağı,su
Yapılışı:Bamyalar ayıklanıp,yıkanır, kavrulmuş soğan,salça, kıyma üçlüsüne eklenir.Biraz kavrulru , kavrulan yemeğe tuz ve su ilave edilerek yarım saat kısık ateşte pişirilir. afiyet olsun

12 Temmuz 2008 Cumartesi

DAMLA ÇİKOLATALI, KURU ÜZÜMLÜ KEK

Kalp dünyamızda mevsimler hep ilkbahar olmalı.Sevaplar, hayırlar ve güzel düşünceler bahar çiçekleri gibi ardarda açmalı.Kötü sözler ve huylar hakim olup tevhid düşüncemizi bozmamalı.
Ailem dergisinde görüp çok beğendiğim sözü yazmak istedim.
Malzemeler:2 yumurta
1 p.kabartma tozu
1 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
aldığı kadar un
yarım su bardağı damla çikolatası
bol miktarda kuru üzüm
Yapılışı: Yumurta, şeker çırpılır.Diğer malzemeler içine yavaş yavaş koyulur. Son olaraka damla çikolatası ve kuru üzümde ilave edilir. 165C fırında 50 dk pişirilir. Sıcak şekilde servis yapılır.
Afiyet olsun....

10 Temmuz 2008 Perşembe

GÖZLEME

Süfyan-ı Sevri hz birgün Hammad bin Seleme hz sorar:
-Ey Hammad, acaba Rabbimiz bizi affeder mi? Hammad şöyle cvp verir.
-Vallahi kıyamet günü hesabımı anneme, babama veya Rabbime vermek hususunda serbest bırakılırsam ben Rabbimi tercih ederim.
-Niçin?
-Çünkü biliyorum ki Rabbimiz bizlere anne ve babamız dan daha merhametlidir.

Öncelikle Cumanız mübarek olsun der bu resmi neden koyduğumu söylemek isterim bu ufaklıklar mavi şapkalı kareli gömlekli olan benim biricik oğlum İsmail Zahid ,yanındaki turuncu tşörtlü yakışıklımızda yeğenim Talha, pazar günü gittiğimiz piknikden bir kareydi. Bugün de oğlum çok eğlendi havuza gittik ama resim çekmek yasak olduğundan çekemedim .Şu anda bugünün yorgunluğunu atmaya çalışıyor yani (uyuyor):)Gelelim aşağıdaki gözlemeye.Tarifi çok kolay pratik , doyurucu ve lezzetli.Benim gibi akşam yemeği bulamadığınızda yaz günü hergün sulu yemek yemekden bıktıysanız işte tarifi...
Malzemeler: Un , su, tuz (ölçüler yapacağınız kişi sayısına göre değişir)
iç malzemeleri: 3 domates
1 soğan
biraz peynir
yarım demetten az maydanoz
baharatlar
tuz, sıvı yağ
Yapılışı: Hamur, un, su, tuz ile yoğurulur.Bir tavada soğan,domates,maydanoz, baharatlar,tuz ile sıvı yağından kavrulur. Yapılan hamurlar bezelere ayrılıp oklava yardımıyla açılır.Açılan hamurun yarısına içi ve peyniri ufalayın, hamurun diğer yarısınıda kapatın. Hafif yağlı büyük tavada kızartın.Sıcak sıcak Afiyetle yiyin.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

ERİK HOŞAFI, MALMELATI

Dolapta yenmeyen kızarmış erikleri atmak yerine hoşaf ve marmelat yapmak istedim.
MARMELAT:
Malzemeler: 1 kilo erik
1 kilo şeker
bir kaç damla limon suyu
Yapılışı:Biraz su ile kaynatılmış erikler tel süzgeçden posasını çıkarabildiğiniz kadar çıkarın.Tenserenin içine yavaş yavaş şekeride ilave ederek 5-10 dk kaynatın.Son olarak limon suyu damlatın.Kavanozlarda saklanabilir. Afiyet olsun.
HOŞAF:
Malzemeler:Erik
su
Yapılışı: Büyük bir tencereye erikleri koyup su ile doldurun.Yarım saat kaynatın.Süzgeç yardımıyla suyunu süzün. İçerken kendi bardağınıza şeker ilave edip içebilirsiniz. Afiyet olsun.

5 Temmuz 2008 Cumartesi

UZUN PASTA

Arşivde artık kokmaya durmuş olan bu pastayı yayınlasam fena olmaz.
Malzemeler: 1 p. krem şanti
2 su bardağı süt
2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 p.kabartma tozu
1 çay bardağı ceviz
biraz sıvı yağ
aldığı kadar un
içine; puding
3.5 su bardağı süt
Yapılışı:Şekerle yumurta iyice çırpılır. Ardından yarım su bardağı süt,sıvıyağ ilave edilir. Ceviz,un ve kabartma tozu en son koyup iyice çırpılır.Uzun bir borcam tepsisine dökülür. 170C fırında 40 dk kadar pişirilir.Pişen kek ılıklaşınca ortadan ikiye kesilip.Uzun derin bir kabın içerisine kekin üstü oval şekilde koyulur. Kek şekerli süt,su karışımıyla hafifi ıslatılır.İçine tarifine göre hazırlanan puding ilave edilir.Kekin diğer katını üzerine koyup, buzdolabında bu şekilde biraz bekletilir. (şekil alması için) Buzdolabından çıkarılan kek bir tepsiye ters çevirilir. Uzun oval bir şekil ortaya çıkar.Üzerine tarifine göre hazırlanmış krem şanti sürülür. Afiyet olsun.
BİR AŞK
Medine'nin kadınları hem güler yüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif ederler. Hifa Hatun'un methi hızla yayılır ve çoook uzaklara gider. Bırakınhekimleri, tüccarları, vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru bile reddeder sadece ve sadece Allah'ın rızasını diler. Ama taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer... Kimi cevahirler döker... Yüz kızıl tüylü deveyi getirip kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne atanları mı? Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimizin huzuruna çıkıp 'Ey Allah'ın Resûlü' der, 'bana cennete götürecek bir şeyler öğretsene.' Doğrusu o, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) 'gündüzleri oruç tut' ya da 'geceleri namaz kıl' gibi bir tavsiyede bulunacağını sanır ama Server-i Kâinat 'Önce evlenmen lâzım' buyururlar 'zira bununla dininin yarısını emniyete alırsın!' Hifa, büyük bir teslimiyetle boynunu büker ve 'siz kimi münasip görürseniz ben ona razıyım' der.Mâlum, o sıradan bir hanım değildir ve onu nikahına alacak erkeğin de 'özel' olması gerekir. Lâkin Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne kimseye ümid verir, ne de kimsenin ümidini kırar. Her zamanki gibi basit ve pratik bir çare bulur 'yarın sabah mescide ilk gelenle evlen' buyururlar. Bu teklifi herkesin hoşuna gider, talipler erken kalkmak için tedbirler düşünür, kendilerince hazırlık yaparlar.Bu haberi elbette Hazret-i Suheyb de duyar ama dikkate almaz. Zira o fakir ve kimsesiz biridir. Evi yurdu yoktur ve karnını zor doyurur. Kah ağaç altlarına uzanır, kâh mescid gölgelerine kıvrılır. Uzun boyuna rağmen o kadar zayıftır ki, rüzgar sert esse ayaklarını yerden kaldırır.Ama bakın şu işe ki o gece Allahü teâlâ bütün sahabelere derin bir uykuverir, Hifa Hatun'un talipleri gözlerine çöken ağırlığa yenilirler. Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zamanki gibi imsak sökerken mescide gelir ve büyük bir merakla talihli sahabeyi bekler.Nitekim mescidin eşiğinde bir gölge uzar ve Süheyb içeri girer.Resulullah Efendimiz namazdan sonra Hifa Hatunu çağırtıp neticeyi bildirir. Hazret-i Hifa büyük bir teslimiyetle kabul eder.Efendimiz güzel bir hutbe okur ve nikah akidlerini yaparlar. Sonra şanslı sahabeye döner 'Ey Süheyb' buyururlar, 'şimdi hanımına bir hediye al ve tut elinden evine götür.'Suheyb Radıyallahu anh ellerini çaresizlikle iki yana açar. 'İyi ama' diye mırıldanır, 'benim ne bir dirhem gümüşüm, ne de sığınacak evim var.'Hifa Hatun kocasının boynunu büktürmez, ona içinde on bin dirhem gümüş olan süslü bir heybe gönderir ve 'filanca yerdeki köşkümü sana hediye ettim' der. Alemlerin Efendisi çok hislenir onlara hayır dualar ederler.Süheyb, o gün Medine sokaklarında dolanır durur, akşama doğru utana sıkıla konağa sokulur. Kendisi için hazırlanan muhteşem sofradan ya bir, ya iki hurma alır ve 'Ya Hifa' der, 'biliyorum sen benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu geceyi taat ve ibadetle geçirelim zira Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) 'Cennette yüksek bir çardak vardır.
Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururlar.' buyurdular. Ve öyle de yaparlar. Seccadelerini gözyaşları ile ıslatır, kalplerini zikrile aydınlatırlar. Cebrail Aleyhisselam olup biteni Resulullah Efendimize anlatır ve onları Allahü teâlânın cenneti ve cemaliyle müjdeler.
Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz Suheyb'i yanlarına oturtur 'EySüheyb' buyururlar 'geceki halini sen mi anlatırsın ben mi anlatayım?'Süheyb gözlerini kucağına indirir, zor duyulan bir sesle 'Allahın Resulü en iyisini bilir' cevabını verir.Efendimiz onlara 'ne mutlu size' gibilerinden bakar, 'İkiniz decennetliksiniz' buyururlar, '... ve Allahü teâlâyı göreceksiniz!' Süheybderhal secdeye kapanır ve 'Ya Rabbi!' diye yalvarır, 'o ki beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al!'Allahü teâlâ bu yanık duayı kabul eder, Suheyb, secdede kalakalır. Mescidde bulunanlar ağlamaklı olurlar. Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) 'Size daha şaşılacak bir şey söyliyeyim mi? Şu anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti' buyururlar.Namazlarını, yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız o yüce Server kıldırır.İkisini yanyana toprağa bırakırlar. Baş uçlarına küçük bir tahta çakar.Birine 'Şükredenlerden Suheyb' yazarlar, öbürüne 'Sabredenlerden Hifa!'...

1 Temmuz 2008 Salı

CEHEESE KEK (PEYNİRLİ KEK)

Dünyanın En Entellektüeli kim?
Uluslararası ilişkiler alanında dünyanın en saygın yayın organları arasında yer alan Amerikan Foreign Policy dergisinin düzenlediği "Yaşayan En Büyük 100 Entelektüel' anketinde Fethullah Gülen birinci, Orhan Pamuk 4 üncü oldu. Bu olay Türk vatandaşı olarak beni çok sevindirdi. 500 binden fazla kişinin oy kullanmasıyla çıktı bu sonuç ortaya.
Dergi, sonuçların açıklanmasının ardından "listeye eklenen aydınlar, fikirlerinin etkisi nedeniyle seçildiler" yorumunda bulunmuş. Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk'un ilk beş içinde yer alması çok sevindirici.Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İlk 20 isim şöyle;
1.Fethullah Gülen Dini lider, Türkiye
2.Muhammad Yunus İktisatçı, Bangladeş
3.Yusuf Kardavî İslam alimi, Mısır
4.Orhan Pamuk Yazar, Türkiye
5.Aıtzaz Ahsan Siyasetçi, Pakistan
6.Amr Halid Televanjelist, Mısır
7.Abdülkerim Suruş Teorisyen, İran
8.Tarık Ramadan İslam alimi, İsviçre
9.Mahmud Mamdani Antropolog, Uganda
10.Şirin Ebadi Nobel Barış ödülü sahibi aktivist, İran
11.Noam Chomsky Aydın, ABD
12.Al Gore Nobel Barış ödüllü eski ABD Bşk. Yard.
13.Bernard Lewıs Tarihçi, İngiltere
14.Umberto Eco Yazar, İtalya
15.Ayaan Hırsî Ali Aktivist, siyasetçi, Somali/Hollanda
16.Amartya Sen İktisatçı, Hindistan
17.Fareed Zakarıa Gazeteci-yazar, ABD
18.Garry Kasparov Dünya satranç şampiyonu, Rusya
19.Richard Dawkıns Yazar, İngiltere
20.Mario Vargas Llosa Yazar, Peru

Tarif oktay ustaya ait.Ojinal tarif için tıklayın lütfen.
MALZEMELER:
Tabanı için:100 gr yulaflı bisküvi
50 gr tereyağı
Peynirli harcı için:2 p. labne peyniri
1,5 su b. tozşeker
1 yumurta
Yoğurtlu krema için:1 kase süzme yoğurt
1 su b. tozşeker
2 ç.k. un
1 yumurta
limon kabuğu rendesi
Üzeri için: ahududu reçeli
Yapılışı:Cheese kek için ilk olarak tereyağ eritilir.bir taraftan da 1 paket yulaflı bisküvi doğrayıcıda parçalanır.parçalanan bisküviler bir kaba alınarak üzerine erimiş teryağı dökülerekbir güzel karıştırırlır.daha sonra bisküviler çemberin içine dökülürve iyice bastırılır.diğer taraftan başka bir kapta 1.5 su bardağı şeker ile1 yumurta çırpılır.buna 2 kutu labne de eklenerek bir güzel çırpılır.hazırlanan labneli karışım bisküvilerin üzerine dökülerek dahaönceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 10 dk. pişirilir.bu sırada yoğurtlu krema için; karıştırma kabına 1 yumurta ve 1 su bardağı tozşeker alınarak çırpılır.buna bir kase süzme yoğurt,limon kabuğu rendesi ve 2 kaşık un eklenerek bir güzel çırpılır.pişen kek fırından alınıp soğumaya bırakılır.soğuyup sertleşince hazır olan yoğurtlu krema da üzerine dökülerek tekrar fırına verilir ve 10 dk. daha pişirilir.Soğuyunca üzerine ahududu reçeli sürülür.